Ahmet A. Kefenoğlu

Ahmet A. Kefenoğlu


Rap'le Bir Şey Anlatılır mı?

18 Kasım 2021 - 03:06

“Mevcut düzen dahilinde ne aşkı?
Avunduğun her şey sahte, yok aslın!
Geriye ne kalmış?
Düşlediğim bir yaşam ve utandığım korkular var.
Gönlümü vermişken hem de
Anlıyorken bir halkı.
……………………
Kocaman bir sofra düşün mahallenin ortasında.
Dünyanın tam ortasında.
Güneşler büyütür üstümüzde sonra.
Kalır burjuva düşlerin yalanlardan arda.
İyi söz yazarlarının ne kadar hükmü kaldı?
Ben sana bu çiçekleri mezarlıktan çaldım.
Çok uluslu yalnızlıkların yanında uzandım.
Gökyüzü çok yıldızlı…”

70’lerde siyahi kankaların ev partilerindeki orijinal bir tarz üzerine gelişen Ritmic American Poetry (RAP), ilk başlarda neşe ve eğlence çağrıştırıyordu. Sonraki 10-20 yılda protest bir hal alırken 90’larda beyazların da ilgisiyle karşılaşınca protest tavırdan daha çok bireysel hayatlara odaklanan, müzik listelerinde hızlı bir şekilde sükse yapan, daha fazla dinlenen bir müzik tarzı haline geldi. Hali hazırda halen protest rap yapan müzisyenler de var fakat dinlenildiğinde eğlence ve neşe çağrıştıran rap müzik oranı bir hayli fazla.

Ülkemizde 90’ların sonunda revaç bulan rap, Avrupa’dan ithal edildiği haliyle küçük bir kitleye ulaşmıştı. Teknolojinin gelişmesi, internetin yaygınlaşması ile müzik yapmanın kolaylaştığı son 5 yılda Türkiye’de rap müzik, listelerin hep başında yer alıyor.

Kimi "repçi" kardeşlerimiz henüz yetişme çağında olan gençlerimiz için sıkışmış ruh hallerinden bir kaçış hali sağlıyor. Bunu yaparken o melankolik halden kaçışı eğlenceli bir şekilde atlatmayı vadeden repçiler bunlar. Bununla beraber rap müziğin doğasında var olan “öfkenin halleri”ni parçalarında hissettiren, hem kendisinin hem yaşadığı toplumun dertlerini zeki bir şekilde ifade eden, dinleyicilerin hislerine tercüman oldukları düşünülen repçilerimiz de var.
Gazapizm’in bunlardan biri olduğunu düşünüyorum.

Gazapizm rumuzunu kullanan Anıl Murat Acar, rumuzunun “Gazap Üzümleri” romanından geldiğini söylüyor. “Yaşayıp hissetmeden yazmıyorum.” diyor, "Bir rapçi tavsiye et." dendiğinde “siyahi öfke”nin sesi olan Tupac’i öneriyor. Garibanlıktan, “her köşe başını tutmuş kifayetsiz muktedirler”den ve “garipler”in kazanacağından her şarkısında söz etmeye çalışıyor.

Gazapizm'in benim ilgimi çeken şarkısı ise" "Unutulacak Dünler" oldu. Hızlı bir şekilde akan “verse”ler (rap'in nakarat dışındaki kısımları) ilk dinleyişlerde “Bunda anlamlı bir takım cümleler var ama çözemedim.” dedirtiyor. Sonrasında ise Gazapizm’in muhalif kabul edilen akranlarının yaptığı rap'ten çok daha zekice vurgular yaptığını anlıyorsunuz. Unutulacak Dünler şarkısının sözlerine bakınca bazı meseleleri alıcısına kör göze parmak sokarak değil de posta kutusuna düşen incelikli bir sitem olarak ifade etmenin de mümkün olduğunu görüyorsunuz.

“Avunduğun her şey sahte, yok aslın.” derken benim aklıma verimsiz eğitim sisteminden, sahte ve hileli gıda üretimine, memleketin malıdır diye kabul ettiğimiz maddi manevi birçok değerin nasıl peşkeş çekildiğine dair birçok mesele geliyor. “Çok uluslu yalnızlıklar” derken artık devletlerin değil şirketlerin, konglomeraların hükmettiği dünyada, her an pusuda bekleyip her fırsatta sömüren, sinsi ve mukavemet gösterilmesi imkansız görülen odaklar beliriyor gözümde.

Fakat “Unutulacak dünler, yaşanılacak o günler.” sözleri, birbirine ayna olan, memleketin ortasına kurdukları bir sofrada garibanı ezen değil kendi gibi gören, arkasında gözü olan, masasında verdiği bir sözü olduğu için ter döken kimselere dair de bir umut taşıyor. Zarif zekanın hastasıyız. Zarif ve hamiyetli garipleri savunacağız.

Ahmet A. KEFENOĞLU 24.10.2020 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum